05 Haziran 2024 - Çarşamba

REZERV ALAN EYLEMİNİ YANLIŞ YAZAN ULUSAL BASIN

Buraya kadar her şey çok demokratik ve fazlasıyla çözümcül bir yaklaşım barındırıyor. Asıl sorun buradan sonra başlıyor...

Yazar - Abdo Uçucu
Okuma Süresi: 5 dk.
Abdo Uçucu

Abdo Uçucu

abdoucucuuu@gmail.com - 5514120960
Google News

Geçtiğimiz günlerde Hatay'da Akasya mahallesi sakinleri az hasarlı evlerinin rezerv alanı içerisine girdiği ve yıkılacağı için demokratik hakları olan eylem haklarını kullanarak durumu medenice protesto ettiler.

 

Eylem yaptıkları alana Hatay valisini ve Çevre Şehircilik İl Müdürünü çağırdılar ancak sadece Çevre ve Şehircilik İl Müdürü alana geldi.

 

Mahalle sakinleri eylem biçimlerini zaten bir bölgede toplanarak dile getirme yönünde tercih etmişlerdi. Bunaltıcı bir sıcağın altında saatlerce konuştular, anlattılar, pankartlarını hazırlamışlardı, onları da sürekli havada tutup gösterdiler.

 

Çevre ve Şehircilik İl Müdürü bölgeye geldi ve kısa bir konuşma da yaptı. Sorunun bakanlık aracılığıyla çözüleceğini dile getirdi. İl Müdürü eylemciler arasından 5 kişinin öğleden sonra il Müdürlüğüne gelmesini talep etti.

 

Daha sonra İl Müdürü gitti ve eylemciler de dağıldı.

 

Buraya kadar her şey çok demokratik ve fazlasıyla çözümcül bir yaklaşım barındırıyor.

 

Asıl sorun buradan sonra başlıyor...

 

Depremden önce ekonomik ve işgücü anlamında problemlerin içine boğulmuş olan Hatay Yerel Basını depremle beraber ço kacı bir darbe daha aldı. Kimi basın mensupları depremde vefat ederken, kimilerinin ekipmanları enkaz altında kaldı.

 

Yaşanan psikolojik travma ise maalesef cabası...

 

Ancak aradan geçen onca zamana rağmen iş adamları kendi STK'ları etrafında yeniden bir araya gelip çözüm yolları ararken, bir çok meslek örgütü işbirlikleri yaparken, Hatay Yerel basınında hiç bir gelişme veya çalışma yapılmadı.

 

Yaşanan rezerv alan eyleminde Hatay Yerel Basınından hiç kimse orada yoktu. Konu Yerel basında neredeyse yer almadı bile diyebilirim...

 

Durum böyle iken konuyu haber yapan Ulusal basın ise ağır bir dezenformasyon yapmaktan da çekinmedi. Hatay Yerel Basınının güçlü olamayışı, kendini toparlayamayışı neticesinde köhneleşmiş Ulusal basın kulaktan dolma bilgilerle veya kendi ideolojik saplantıları doğrultusunda yorum katarak eylemi topluma yanlış lanse etti.

 

Bunun en net örneğini şöyle söylemek istiyorum. Rezerv alan ile ilgili mağdur olan mahallelinin haberini yapan SÖZCÜ, haberi şu şekilde geçti;

 

''Hataylı depremzedelerin rezerv alanları ile mücadelesi sürüyor. Antakya merkeze bağlı Saraykent Mahallesi'nde evlerinin rezerv alanı ilan edilmesine karşı vatandaşlar bugün eylem yaptı.

Evlerinin sağlam olduğunu, çıkmayacaklarını belirten mahalleliler, Hatay Valiliği'ne yürümek istedi. Polis barikat kurarak depremzedelerin yürüyüşüne izin vermedi.''

 

Özellikle ikinci paragrafı hayretle okudum. Eyleminden başından beri oradaydım ve toplanan mahallelilerin amacı valiliğe yürümek değildi. Üstelik polis de her hangi bir müdahalede bulunmadı. Çünkü toplandıkları alan zaten kendi mahalleleriydi. Amaçları sadece toplanıp seslerini duyurmaktı. Hatay VALİLİĞİNİN nerede olduğunu dahi bilmeyen SÖZCÜ yaptığı haberle kaynak olarak Hatay Yerel Basınından hiç bir basın mensubuna danışmadığını da çok net ortaya koydu.

 

Bu durum sadece bir örnek.. Bunun gibi yaşanan yüzlerce dezenformasyon ve yalan içeren haberler de bulunmaktadır.

 

Tabi SÖZCÜ'nün yaptığı bu haber elbette sosyal medyada da ''Herkes pişirdiği yemeği yer, sizin tercihiniz bu. '' gibi yorumların da yapılmasına sebep oldu. Zamanında seçimlerde Hatay'ın Ak Partiye geçmesiyle yapılan kışkırtıcı ve dezenformatif haberler doğrultusunda koyun muhaliflerin ''Depremzedelere her şey müstehak'' gibi yorumların da yapılmasına sebep olunması gibi vahim bir durum...

 

Bugün Hatay Yerel Basınının bir an önce meslek örgütlerini temsil eden tüm STK'ların temsilcileriyle bir arada toplanıp, çalışmalar gerçekleştirip kendini güçlendirmesinden başka şansı bulunmamaktadır.

 

Hatay'ın gelişmesi, düzelmesi ve toparlanması adına Hatay Yerel Basınının her zamankinden daha güçlü ve daha donanımlı olması Hatay için şahsi olmanın ötesinde toplumsal ve mecburi bir meseledir.

 

Umuyorum bir an önce Hatay'daki basın mensupları bu konuyla ilgilenmeye başlarlar...

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.