09 Aralık 2024 - Pazartesi

ABD VE İSRAİL'İ SEVİNDİREN OLAY, BİZİ SEVİNDİRİR Mİ?

Filistin’de taş üstünde taş bırakmayan, milyonlarca mazlum insanı öldürüp yerinden eden İsrail’in Esad’ın devrilmesinde yaşadığı mutluluk noktasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da bulunarak mutlu olması, iç politikada siyaet olarak kullanılmak ist

Yazar - Abdo Uçucu
Okuma Süresi: 5 dk.
Abdo Uçucu

Abdo Uçucu

abdoucucuuu@gmail.com - 5514120960
Google News

Suriye’de Beşar Esad rejimi çöktü ve Suriyeliler kutlamalara devam ediyor.

Peki kısa süre içinde Şam’a giriş yaparak Esad’ı deviren HTŞ yani Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm örgütü kimdir?

Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm selefi bir cihad örgütüdür. 31 Ağustos 2018 yılında Türkiye tarafından ‘Terör Örgütü’ olarak tanındı.

Yani bugün Türk medyasında sanki AKP hükümetinin bir başarısıymış gibi gösterilen zaferi elde eden örgüt, aynı Türk medyasının yer aldığı Türkiye Cumhuriyeti tarafından terör örgütü olarak tanınıyor.

Peki Türkiye Cumhuriyeti’nin besleyip desteklediği Suriye Milli Ordusu nerede?

Bilinmiyor…

Mesela Türk medyasında göremeyeceğiniz haberleri derleyeyim sizin için..

VOA Türkçe’ye konuşan Eski TBMM Başkanı ve Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Suriye’deki gelişmelerden endişeli olduğunu belirterek, ülkede parçalı bir yönetim yapısı olacağını ve Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) içinde IŞİD dahil terör örgütü yapıları bulunabileceğini kaydetti. 

https://www.voaturkce.com/a/suriye-resmen-bolunuyor-hts-icerisinde-her-turlu-teror-orgutu-oldugu-unutulmamali-/7891883.html

Ama tabi daha kritik detaylar da mevcut. Irak’ta Saddam Hüseyin, diktatör olduğu ve Irak’a demokrasi götürülmesi gerekçesiyle yaşanan müdahalede Saddam Hüseyin yıkıldı ve Irak parçalara bölündü. Saddam Hüseyin’in yıkılmasının ardından Irak’ta ‘’Bölgesel Kürt Yönetimi’’ özerkliğini ilan etti ve geçtiğimiz günlerde kürtler mahalli seçimlerini de gerçekleştirdi.

Eski TBMM Başkanı ve Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin benzeri senaryonun Suriye’de de olacağını öngörüyor. Çetin VOA’ya verdiği demeçte şu ifadelere yer verdi;

HTŞ’nin yapısı içinde birden fazla grubu barındırdığını kaydeden Çetin, “HTŞ içerisinde her türlü terör örgütü üyeleri var görünüyor, örgüt tümüyle düzenli bir hiyerarşik yapıya sahip mi bilmiyoruz. Eski IŞİD militanları da içerisinde mi bilmiyoruz. O bakımdan bilinmeyenler epeyce fazla. Ama şimdi açık olan şu ki Suriye toprak bütünlüğü, artık muhtemelen en az üç parçaya bölünüyor. Öyle görünüyor ki bir şekilde PYD-YPG’lilere de özerklik verilecek süreçte. Yani Suriye’nin kuzeyinde Irak’taki gibi bir özerk bir yapı görme ihtimalimiz çok yüksek görünüyor" diye konuştu.

Bir denklem kurmak istiyorsak, Esad’ın devrilmesine ABD ve İsrail’in sevindiğini biliyoruz. ABD ve İsrail’in işine yarayan bir olayın Türkiye Cumhuriyeti’nin lehine olduğunu düşünmek mümkün mü?

Filistin’de taş üstünde taş bırakmayan, milyonlarca mazlum insanı öldürüp yerinden eden İsrail’in Esad’ın devrilmesinde yaşadığı mutluluk noktasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da bulunarak mutlu olması, iç politikada siyaet olarak kullanılmak istenen bir dış politika zaferi olarak gösterilen kısa süreli bir simülasyondur.

Bunun yankılarını ileriki tarihlerde göreceğiz...

Öte yandan yine VOA’da atılan bir başlık ise yaşanan gelişmelerle ilgili bizlere bir öngörü sunuyor. VOA’da ‘’ABD Suriye'de Kürt müttefikleriyle birlikte hareket edecek’’ başlığı atıldı.

Başlığa bağlı haberin detayında ise ‘’Üst düzey Amerikalı yetkililere göre Suriye'de Esat rejiminin düşmesi, Washington'un terör örgütü IŞİD’e karşı mücadelede en sadık müttefiklerinden birine verdiği desteği en azından şimdilik etkilemeyecek.’’ İfadelerine yer verildi.

https://www.voaturkce.com/a/abd-suriye-de-kurt-müttefikleriyle-birlikte-hareket-edecek/7892204.html

Tabi ki Suriye’de kaç tane örgütün olduğunu, konunun sadece Esad’ın devrilmesiyle kalmayacağı ve sünni gruplar arasında bile çatışmaların yaşandığını ve Suriye’nin bu vakitten sonra toprak bütünlüğü diye bir şeyinin kalmayarak özerk yönetimlerin oluşacağını Türkiye’deki basın ve medyanın büyük bir kısmı söylemez.

Çünkü şuan televizyonlarda anlatılanlar sadece AKP hükümetinin dış politika zaferi olarak anlatılmakta ancak işin iç yüzü ve devamında yaşanacakları düşündüğümüzde Türkiye Cumhuriyeti’ni bekleyen tehlikenin daha da yaklaştığını söylemek yanlış olmaz.

Bu iş buradan döner mi?

Bilemem..

Ancak bildiğim bir şey var ki yaşanan hiçbir hadise tesadüf olmamakla birlikte, sıranın bize çok daha fazla yaklaştığını, ensemizde hissedeceğimiz emperyalist nefesle fark edecek oluşumuz…

Umarım her şey güzel olur…

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.