HATAY BASININI BEKLEYEN KOCA KOCA TEHLİKELER
Peki Hatay basınında yaşanan bu ekonomik sorunun çözümüne yönelik her hangi bir çalışma yapılmakta mıdır?
Abdo Uçucu
abdoucucuuu@gmail.com - 5514120960Türkiye'de yerel basın ile ulusal basın arasında ekonomik anlamda çok ciddi farklar bulunmaktadır. Ancak bu ulusal basın çalışanlarının refah içinde yaşadığı anlamına da gelmiyor elbet. Bugün Türkiye'de içerisinde bulunduğumuz en önemli sorun aslında ne kadar ekonomik olarak görünse de gizli bir sorun da dipten dipten kendini hissettiriyor. Tabi ki de iş gücü...
Basında yer alan bir çok önemli gazeteci kurumlarla yollarını ayırıp Youtube mecrasına geçmiş olsalar da bunu maalesef gazetecilik olarak değerlendirmek ne kadar doğru tartışılır. Her hangi bir gazetecilik faaliyeti midir, yoksa sadece yorumcu olmak mıdır açılması gereken yeni tartışma konularından biri haline geldi.
Ancak önce kapımızın önünü süpürmemizde fayda var. Bugün Hatay basınında, kurumların da, şahısların da ciddi anlamda ekonomik sorunları mevcuttur. Kimileri bunu sorun etmemekte, kimileri farkında bile değil, kimileri ise yavaş yavaş bunu hissetmektedir. Ancak su götürmez bir gerçek varsa o da özellikle Hatay'da yaşanan depremden sonra gazetecilik faaliyeti ciddi anlamda darbe almış, ekonomik kriz ile normalden daha fazla yüz yüze kalmıştır.
Peki Hatay basınında yaşanan bu ekonomik sorunun çözümüne yönelik her hangi bir çalışma yapılmakta mıdır?
Bildiğim kadarıyla hayır!
Ne kadar ulusal basında var olduğu kurumların rüzgarıyla bireysel anlamda youtube mecrasına geçen bazı gazetecilere öykünerek bireysel bir gazetecilik yolu izleyen tek tük kişiler varsa da onlara da şöyle acı bir haber vermek isterim, sektörel bir kalkınma olmadığı sürece algoritmanın bir parçası olamayacaklar.
Peki Hatay basınındaki tek sorun ekonomi mi?
Bana göre en önemli sorun şuan Hatay'da basın ve medya sektörünün kalkınmak, gelişmek ve revize olmak adına hiç bir kolektif çalışma yapmaması.. Gazete sahipleri, gazete müdürleri ve gazetecilerin bir araya gelip fikir alışverişi yaptıkları, sektörün Hatay yerelinde nasıl bir politika izlemesi gerektiğine dair ortak katılımlı çoğulcu bir uygulama maalesef yok ve girişimler bile mevcut değil.
Biz bu filmi çok gördük. Bu çekişmenin ve içten pazarlığın hiç kismeye faydası olmamıştır, olmayacaktır da.. Netice itirbariyle şuan Hatay basınının en önemli bir diğer sorunu da iş gücüdür. Bugün Hatay basınındaki gazete veya haber sitelerinin kaç tane muhabiri, kameramanı veya editörü bulunmaktadır.?
Peki ekonomik sorunu gelişen dijitalleşme ile bağlantılı olarak iş gücünden ayrı düşünmek mümkün müdür?
Asla mümkün değildir!
Artık kavramsal olarak tanımı içerisine 'içerik üreticiliğini' de almaya doğru giden gazetecilik mesleğinde 40 yaş üstü insanların bu değişime uyum sağlayamayacaklarını tüm dünya biliyor..
Peki Hatay basınında bu farkındalığa sahip kimler var? Bu değişim adına fikirler sunan veya bunun aslında tabelavari bir batıştan ziyade sektörel bir batış olacağını kimler öngörebiliyor?
Tabi tüm bu yazdıklarım birbiriyle bağlantılı sorular ve fikirler ancak şu bir gerçek ki; Hatay basınının bir an önce adına ne derseniz deyin, ister çalıştay, ister sempozyum, ister konferans, hiç fark etmez, özellikle STK'ların öncülüğünde bir araya gelip sektörün yenilenmesi adına çalışmalar yapması gerekmektedir.
Hatta bu birlikteliğe veya çalışmalara şehrin önde gelen iş insanlarının da katkı sağlaması şehirn kalkınması açısından ciddi anlamda önem teşkil etmektedir.
Aksi halde zaten ekonomik olarak çöküşte olan, iş gücü bulamayan, dijital medyanın altında ezilen yerel medyayı daha da büyük ve geri dönülmez bir batış bekliyor.
Benden uyarması...