SESSİZ ÇIĞLIKLAR: TÜRKİYE'DE KADIN CİNAYETLERİNİN GÖLGESİNDE
Ülke olarak kadının savunulmadığı, 6284 sayılı yasanın uygulamasında derin problemlerin olduğu ve ‘İstanbul Sözleşmesi’nin reddedildiği bu topraklarda kadının yaşaması, nefes alması her geçen gün zorlaşmaktadır.
ASU YALDIZ YÜNCÜOĞLU
-Türkiye Kadın Federasyonunun açıklamalarına göre Türkiye’de 10 ayda 357 kadın öldürüldü…
On ay gibi kısa sürede kim bilir kaç çocuk annesiz kaldı…
Hemen hemen her gün ajansların 3. sayfalarında kadınların şiddete, istismara uğradığı ve cinayete kurban gittikleri yer alıyor.
Bir kadın sevgilisinden ayrılmak istediğini söyledi ve sevgilisi tarafından öldürülürdü…
Kendisini aldatıyor iddiasıyla karısını çocuklarının önünde boğarak öldürdü…
Eşini uçurumdan aşağı atarak intihar süsü verdi ve adli mercilerin araştırması sonucu eşini öldürdüğünü itiraf etti…
Bunlar sadece bilinenler ya bilinmeyenler…
Ülke olarak kadının savunulmadığı, 6284 sayılı yasanın uygulamasında derin problemlerin olduğu ve ‘İstanbul Sözleşmesi’nin reddedildiği bu topraklarda kadının yaşaması, nefes alması her geçen gün zorlaşmaktadır.
Yüzyılın ilerlemesi, hegemonik erkeklerin ilkelliğinin önüne geçememektedir.
Kadına yönelik şiddet yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı, fiziksel ve duygusal bütünlük hakkı gibi temel insan haklarının ihlal edilmesine yol açan bir insan hakları meselesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Her kadın cinayeti kadınların kötü muameleye uğramama hakkına ve yaşam hakkına bir saldırı niteliği taşımaktadır.
Sosyal ve ekonomik yapı, bağımlılık yapacak maddelerin kullanımının artması, çocukluk döneminde tanık olunan ya da maruz kalınan şiddet gibi birçok etken kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Kadına yönelik şiddeti doğuran sebepleri ortadan kaldırmak ve kadın cinayetleri ile mücadele etmek için çok boyutlu çalışmaların yapılması büyük önem arz etmektedir.
Reddedilen ancak kadının yaşam hakkını, şiddetten korunma hakkı ile ilgili maddeleri barındıran “İstanbul Sözleşmesi”nin 1. maddesini sizlerle paylaşmak isterim;
Kadınlar her türlü şiddetten korumak ve kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak, ortadan kaldırmak; kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınların güçlendirilmesi yoluyla da dahil olmak üzere, kadın ve erkek arasındaki somut eşitliği teşvik etmek; kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddet mağdurlarını korumak ve bu kişilere destek vermek için kapsamlı bir çerçeveyi, politikaları ve tedbirleri tasarlamak; kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti ortadan kaldırmak üzere bütünsel bir yaklaşımı benimsemeye yönelik etkili bir işbirliği yapmaları için örgütlere ve kolluk kuvvetlerine destek ve yardım sağlamak ifadeleri yer almaktadır. Bu ifadelerin devamında taraf devletler tarafından etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla özel bir izleme mekanizması kurulması ifadesine yer verilmektedir.
Kadına şiddet bir tek ülkemizin değil dünyanın merkezinde çözüm bekleyen ve bu bekleme sürecinde her iki dakikada bir öldürülen kadınların ve annesiz kalan çocukların problemidir…
Ülkemizin son yıllarda kadınların hak ve özgürlüklerine göstermiş olduğu hassasiyeti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kadına yönelik şiddeti azaltmak için kurumlarla yapmış olduğu işbirliğini yakından takip eden bir kadın olarak, 6284 sayılı kanun kapsamında ve reddedilen kanun maddelerini okuduğumda ülkemiz ve dünya kadınları için yararlı olacağına, kadınları yaşatacağına inandığım İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan hususların uygulanabilirliği ile ilgili mikrodan makroya özel izleme mekanizmalarının kurulması, Alo 183, KADES gibi kadına şiddetin önüne geçmek adına kurulan uygulamaların kullanımının okullardan başlayarak her bir bireye anlatılması, şiddete karşı sıfır tolerans politikasının uygulamasının hayata geçirilmesi gerekmektedir.
“Şiddet; yetersiz kimsenin son barınağıdır.”Isaac Asimov
“Şuna inanmak lazımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eserdir” Gazi Mustafa Kemal Atatürk