ZAFER PARTİSİ HATAY İL BAŞKANI HASAN ÖZTÜRK ''HATAY'DA GERİ DÖNÜŞ YOK!''
Zafer Partisi Hatay İl Başkanı Hasan Öztürk, Suriye'deki Esad rejiminin sona ermesiyle yeni bir döneme girildiğini belirterek Hatay'daki mevcut duruma dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Zafer Partisi Hatay İl Başkanı Hasan Öztürk, Suriye'deki Esad rejiminin sona ermesiyle yeni bir döneme girildiğini belirterek Hatay'daki mevcut duruma dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Başkan Öztürk, Hatay'ın geleceği ve Suriyelilerin dönüşü konusundaki hükümet politikalarını eleştirerek şunları söyledi:
“13 yıldır savaşın tüm yönleriyle karşı karşıya kalan kadim şehrimiz Hatay'ın, bugünden sonra daha iyi olması ve refaha ermesi için mücadelemizi sürdürmemiz gerekiyor. Ancak, televizyonlarda bahsedildiği gibi bir göç dalgasını henüz görmüş değiliz. Gerek Reyhanlı, gerek Kılıç Öncüpınar Sınır Kapısı, gerek Yayladağı'nda herhangi bir göç hareketi mevcut değil. AKP iktidarının, Suriye'de HTŞ'nin bir terör örgütü olduğunu ve HTŞ unsurlarının en az 78 farklı ülkeden geldiğini ifade etmesi, bu sorunun çözümü için yetersiz kalmaktadır. Unutulmamalıdır ki bu durum PYD/PKK, İran ve Hizbullah ile bağlantılı silahlı gruplar arasında farkındalık gerektiren bir konudur.”
Öztürk, Suriyelilerin geri dönüşüyle ilgili bir planlama olmadığını vurgulayarak şunları ekledi:
“AKP'nin 'Suriyeliler gidiyor' söylemi gerçeği yansıtmıyor. Hatay’da 1 milyondan fazla kişi yaşamaktadır ve bunun 500 binden fazlası Suriyelidir. Türk vatandaşlarının hakları göç eden bir Hatay’da daha da zarar görmektedir. Hatay'daki toplum bağları Suriyeliler üzerinden eriyor ve bu durum karşısında duyarlı bir mekanizma oluşturulmamıştır. Suriyeliler gitmiyor, aksine kalıyor. Şu anda yalnızca AK Parti Hatay Milletvekillerinin bu gerçeği dile getirmesi gerekiyor.”
Son olarak, Hatay’ın geleceğine dair kararlılığını ifade eden Başkan Öztürk, şu çarpıcı ifadeyle açıklamasını noktaladı:
“Hatay’da GERİYE DÖNÜŞ YOK!”
Bu açıklamalar, Hatay'daki sosyal yapının korunması ve Suriyelilerin ülkelerine dönüşüne yönelik politikaların yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.