KAYSERİ'DE BAŞKA BİR SORUN DAHA VARDI...
Yerel basın sorunu artık ciddi anlamda güvenlik sorunun da bir parçası haline geldi desem sanırım çok abartmış olmam..
Artık Türkiye’de gündemi yayan ve belirleyen ne idüğü belirsiz haber kanalı gibi görünen sosyal paylaşıma sayfaları oluyor. Bu sayfalar gündemi belirliyor, bir şeyleri yayıyor ve haber siteleri ile gazeteciler bunların üzerine konuşuyorlar.
Bu durum gazetecilik mesleğinin organize olma, araştırma ve mesleki adaptasyon sorunu yaşadığını da apaçık ortaya koyuyor.
Gazeteciler popüler olanı dile getiriyor. Bu durum haliyle halkın bu sayfaları haber kanalı olarak görüp gazetecilik mesleğini ise umursamamasına yol açıyor.
Türkiye’nin ve halkın geleceği açısından fazlasıyla sakıncalı ve içler acısı bir durum. Gazetecilerin yerelden başlayıp ulusala kadar bu konular üzerine çalıştaylar yapması, yoğunlaşması ve bir an önce çözüm üretmesi gerekmektedir.
Dün Kayseri'de Suriye uyruklu bir adamın yine Suriye uyruklu küçük bir çocuğu taci etmesinin üzerine olaylar yaşandı. Kayseri'de insanlar Danişmentgazi mahallesinde Suriyelilere ait araçları ve dükkanları parçalayıp ateşe verdiler.
Olaylar neyse ki büyümedi ancak burada dikkatinizi çekmek istediğim başka bir nokta var.
Yaşanan olaylarda özellikle Twitter (X) da yayın yapan bir çok haber kanalı olduğu düşünülen sayfalar yaşanan olayları en sf haliyle topluma aktarmanın çok ötesine geçip adeta provokasyon içeren paylaşımlar da yaptılar.
Mesela Politic Türk isimli bu sayfa şöyle bir paylaşım yaptı;
Hemen ardından Muhbir isimli sayfada aynı paylaşımı gerçekleştirdi.
Bunlara benzer onlarca hatta yüzlerce sayfa var ve dünkü olayların yarattığı rüzgardan hem istifade edip tıklama almak hem de olayların daha da körüklenmesine neden olmak gibi belki de bilmediğimiz bir sürü daha misyonları olduğu açıkça görülmekteydi.
Tabi bu yaşananlar Türkiye'de gazetecilerin kurumsal kimliklerini kaybedip popüler olanın peşine takılması, basın sektörünün internet dünyasındaki hıza yetişememesi ve elbette mesleki aidiyet duygusunun sanıyorum ki törpülenmesi sonucunda oluşmaktadır.
Hiç bir ulusal medyada Kayseri yerel basınını kaynak göstererek haber yapanları görmedim. Hiç bir basın mensubu da haberlerin detaylarını olduğu gibi aktarmadı.
Aynı durum yarın öbürgün Hatay'da da yaşandığında ki dilerim yaşanmaz, o vakit Hatay Yerel basını bu olayların aktarımını veya nabzını nasıl tutacak? Yine internet hızının gerisinde kalacak ve yine yukarıda örnekte verdiğim sayfalar bu sefer Hatay'daki olayları şişirmeye ve rüzgardan faydalanmak adına umarsızca, teyitsizce paylaşımlar yapacak...
Yerel basın sorunu artık ciddi anlamda güvenlik sorunun da bir parçası haline geldi desem sanırım çok abartmış olmam..
Hemen ilk yapılması gerekenleri maddeler halinde sıralayacak olursam eğer;
Öncelikle gazetecilik ile alakalaı Hatay'da yer alan STK'lar bir araya gelmeli ve yerel basını korumak, kalkındırmak adına ortak protokoller imzalamalılar..
Yerel basında özellikle aktif yayın yapan haber siteleri veya gazeteler bir araya gelmeli başta finans modeli olmak üzere, haber takibi, kaynak paylaşımı ve nitelikli işgücü konularını konuşmalı ve hatta çözümler üretilerek bir an önce hayata geçirilmelidir.
STK'lara veya öncü STK'ya kurumsal üyelikler yapılmalı ve devlet kurumlarına yayın yapan, STK'ya üye haber siteleri veya gazetelerin yazılı olduğu liste sunulmalı ki bunun dışında yayın yapanlarla gerçekten gazetecilik faaliyeti yapanlar arasındaki ayrımı en azından yerel anlamda ortaya koyabilelim...
Bakın bunları gerçekten parti gözetmeksizin söylüyorum.. Gazetecinin ideolojisi, partisi ne olursa olsun sadece gazetecilik mesleğinin bugünü ve geleceği için söylüyorum...
Zira dönüşü olmayan bir yola girildiğinde pek de partizanlığın veya ideolojik tutumun faydası olacağını sanmıyorum...
Güçlü Basın Güçlü Hatay demek...