HATAY BASINI, ESKİ PRESTİJİNE KAVUŞMALI!
6 Şubat depremlerinden en çok etkilenen ilin Hatayımız olduğunu söylemek abartı olmaz diye düşünüyorum. Bu bağlamda 1 buçuk yılı aşkındır Hatay'da parti fark etmeksizin herkes canla başla çalışıyor.
6 Şubat depremlerinden en çok etkilenen ilin Hatayımız olduğunu söylemek abartı olmaz diye düşünüyorum. Bu bağlamda 1 buçuk yılı aşkındır Hatay'da parti fark etmeksizin herkes canla başla çalışıyor.
Her kurum, her sektör toparlanmaya ve ayağa kalkmaya çalışıyor. Karınca kararınca herkes kalkınmanın, gelişmenin ve yeniden Hatayımızı diriltmenin bir ucundan tutmaya çalışıyor.
Buraya kadar herşey güzel...
Peki yanlış işleyişleri denetleyen, kamuoyunu aydınlatan, depremden sonra şehirde yaşanan sosyal patlamaların duyurularını yapması gereken basın ne durumda?
Ben söyleyeyim yine..
Hadi yine şeytanın avukatlığını ben yapayım da aman sizin kazançlarınıza zeval gelmesin...
Bir kaç hafta önce bir şahıs yolda velilere ve evlatlarına pala ile saldırmıştı ve Hatay kamuoyunda bu durum sosyal medyada yayıldı. Şahıs ile ilgili bir işlem yapıldı mı yapılmadı mı bilmiyoruz.
Kamuoyunu bilgilendiren Hatay basını değildi ama...,
Evet bizler Hatay Güney Gazetesi olarak haberi yaptık, başka haber siteleri de paylaşımlar yaptı ancak kamuoyu olayı sosyal medya paylaşım platformlarından öğrendi.
Hatay basını arasında yaşanan iletişimsizlik, işgücü sorunu ve dijital medyaya adaptasyon sorunu kurumsal gazeteciliği neredeyse etkisiz bir hale getirmiş desem abartmış olmam...
Kahvaltıdan kahvaltıya, yemekten yemeğe ego tatmini ile olacak bir iş değil gazetecilik...
Hatay'da yapılan onca faaliyet ve çalışma var ancak Hatay basının organizasyon sorunu, yaşanan tüm olayların kamuoyuna anlatılması aşamasında eksik kalmasına sebep oluyor.
Nasıl kalkınacağız?
Hataylı hemşehrilerimizin hakları yenirken, haksızlıklara uğrarken, yapılan çalışmalar hakkında bilgi kıtlığı yaşarken veya şuan Hataylı hemşehrilerimiz yaşamlarını sürdürmeye çalışırken kamu kurum ve kurumlarını organize ve güçlü bir biçimde denetleme görevini yerine getiremeyeceksek, bu şehir sadece 2-3 kişinin omuzları üzerinde mi yükselecek?
Kahvaltıdan kahvaltıya, yemekten yemeğe giden basın mensuplarının sanıyorum ki pek önemsemediği bir konu var ki bu da; Sosyal medya platformları Hatay basının organize ve kurumsal yapması gereken işi yapıyor olması...
Bu sorun, Hatay basınının yok olmasına sebep olacak ciddi bir tehlikeye dönüşmüş durumda...
Peki ne yapmalıyız?
Hatay'da gazetecileri temsil eden Sivil Toplum Kuruluşlarının yetersiz kaldığını kabul etmeliyiz.
Bu sefer her hangi bir kurumun düzenlemesini beklemeden biz gazeteciler olarak kendi kahvaltılarımızda bir araya gelmeli, çözüm önerilerimiz tartışmalıyız.
Sorunlarımız belli: İŞ GÜCÜ, FİNANS VE DİJİTAL ADAPTASYON..
Bu sorunlar üzerine ya var olan Sivil Toplum Kuruluşunu zorlamalı ya da kendi sivil toplum kuruluşumuzu oluştıurarak Hatayımız ekseninde lokal çözümler üretmeliyiz.
Gerekirse birbirimizi teknik işleyişte desteklemeli, istişareler etmeli ve sorunlar için bir olmalıyız.
Aksi halde zaten Hatay halkının çoğunlukla basın yerine gördüğü Sosyal Medya Paylaşım Platformları Hatay basınının pasifize olmasına ve bir kenarda çürümesine sebep olacak.
Bugün mesleğimizi kurtaramazsak, Hatay'ı da yaşanacak sorunlardan koruyamayacağımızı da net bir şekilde söyleyeyim...
Biz Hatay Güney Gazetesi olarak, hiç bir karşılık beklemeden, en ufak bir çıkar gütmeden bu sorunu çözmek adına bu birleşime, bir araya gelmeye ve sorunları konuşmaya talibiz...
Ben buradan hali hazırda Hatay Basın Cemiyetini de davet etmek istiyorum...
Sektörel olarak sorunlarımızı konuşmak ve fikir alışverişleri ile Hatay basınını eski prestijine yeniden kavuşturmak zorundayız.
Zira sen, ben, bizim oğlan çalıp oynayacağız...