CUMHURİYET, KADIN DEMEK
Kadın Milli Mücadelede; eli silah tutan, cephane ve mühimmat temin eden, askere cesaret veren kendi canını hiçe sayan, toplumun cinsel kimlik tanımının çok ötesinde, kız kardeşten, bir evlattan daha çok vatanın vatan olmasına en büyük katkı sağlayandı…
“Daha selametle, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır. Büyük Türk kadınını çalışmamızda ortak yapmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmi, ahlaki, içtimai, iktisadi hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapmak yoludur”. (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, 150-151).
Kadın...
Milli Mücadelede kınalı kuzularını bağrına taş basarak emanet edendi, silah ve cephane üretiminde, askerlere yiyecek ve giyecek hazırlayandı yaralı askerlerin bakımı ve cephanenin taşınması konularında kendi canını hiçe sayarak düşman elinden yurdun işgal altından kurtulmasında büyük katkı sağlayandı.
1919 yılında İstanbul halkını ülkenin işgaline karşı harekete geçirmek için yapmış olduğu konuşmaları ile zihinlerde yer etmiş usta hatip ‘Halide ONBAŞI’ydı. Annesini erken yaşta kaybettiği için cephelerde babasının yanında yer alarak Gazi Mustafa Kemal’in ve İsmet İNÖNÜ’nün dikkatini çeken alay kızlı alay diye anılan ‘Nezahat ONBAŞI’ydı. Cephane ıslanmasın diye dondurucu soğuğa rağmen battaniyesini cephaneye saran ve donarak ölen ‘Şerife BACI’ydı. Askerlik hayatını eşiyle paylaşan İzmir’in Yunan işgali üzerine İzmir’e geçerek kurtuluşu için savaşan ‘Fatma Seher ERDEN’di. Kurutuluş Savaşında erkek kılığına girerek, saçını kazıtarak, erkek gibi tıraş olarak kimseye kadın olduğunu söylemeden Türk askerinin arasına karışan, Mustafa Kemal Atatürk ile karşılaşmasında Atatürk’ü tanımayan “Sen üşüyor musun böyle?” sorusuna “Bey, 100 bin kişi kurtulacak. Ben öleceğim ne olacak?” diyen ‘Halime ÇAVUŞ’tu. Kurtuluş Savaşı sonrasında Kastamonu’daki kadınları toplayıp asker için çorap, fanila ördürüp cepheye gönderen ‘Hafız Selman İZBELİ’ydi. Kocayayla baskınında geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek için başından vurularak şehit olan ‘Gördesli MAKBULE’ydi. Kocasından hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine tüfek alan ve Yunanlılarla savaşan ‘Çete Emir Ayşe’ydi. 1920’de Fransızlara karşı harekete geçildiği sırada Türk askerlerinde yorgunluk ve korku sebepleriyle bir duraksama görünce “Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da, siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?” diyerek askerlerin toparlanmasını sağlayan ‘Tayyar RAHMİYE’ydi.
Kadın Milli Mücadelede; eli silah tutan, cephane ve mühimmat temin eden, askere cesaret veren kendi canını hiçe sayan, toplumun cinsel kimlik tanımının çok ötesinde, kız kardeşten, bir evlattan daha çok vatanın vatan olmasına en büyük katkı sağlayandı…
Cumhuriyetin ilanıyla kadına daha çok söz hakkı kazandırmak isteyen, kadının gelişimiyle nice nesillerin de Türkiye Cumhuriyeti topraklarının ilelebet payidar kalması için gelişeceğine inanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük destekçileriydi.
CUMHURİYET, bugün bu topraklarda erkeklerle eşit haklara sahip olmamızı, istediğimiz işte çalışabilmemizi, istediğimiz eğitimi alabilmemizi ve tüm bunların yanında bu topraklarda bir eser var ettiğimizde adımızı özgürce yazabilmemizi, başörtümüzü özgürce takabilmemizi, sokaklarda özgürce dolaşabilememizi, meydanlarda haksızlıkları özgürce dile getirebilmemizi sağlayandır. Cumhuriyetimizin 101. Yılı kutlu olsun…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, onun yeniliklerine, ileri görüşlülüğüne, bu yolda Milli Mücadeleye destek veren tüm kadınlara ve kahramanlarımıza özlem, saygı ve minnetle…