CAN ATAKLI'DAN GÜNDEMİ SARSAN YAZI; ''AÇILIMLA HATAY ELDEN Mİ GİDECEK?''
Gazeteci Can Ataklı’nın Hatay ile ilgili kaleme aldığı yazı gündeme oturdu.
Gazeteci Can Ataklı’nın Hatay ile ilgili kaleme aldığı yazı gündeme oturdu. Ataklı, ‘’Açılım ile Hatay elden mi gidecek?’’ başlığıyla yazdığı yazıda şu ifadelere yer verdi.
‘’Depremin en sert vurduğu ilimiz kuşkusuz Hatay oldu.
Özellikle Antakya’da neredeyse taş üstünde taş kalmadı, ilin birçok ilçesinde on binlerce canımızı yitirdik, çok ağır maddi hasar oluştu.
Saray iktidarı bu durumdan yararlanarak, “Bizi seçmezseniz hizmet beklemeyin” diyerek Hatay’da büyükşehir belediye başkanlığını kazandı, şimdi güya buraya büyük yatırımlar yapılıyor.
Ancak sayıları giderek azalan yerli halk büyük endişe içinde.
Çünkü Hatay hızla Araplaşıyor.
Bugün size Hatay halkından gelen bazı mesajları sunmak istiyorum.
Tehlike belli ki çok büyük.
Birden başlatılan “yeni açılım projesi” ile Hatay elden mi gidecek kuşkusu düşüyor insanın içine.
Bir hemşiremiz anlatıyor;
“Arapça öğrenmemiz konusunda sürekli bir baskı görüyoruz. Gelen Suriyeli hastalar bize tepki gösteriyor, Arapça bilmediğimiz için. Bir de Suriyeli doktorlarımız var. Onlar da bizi hor görüyor. Her 10 doğumun 8’i Suriyeli. Erkeklerin 4-5 tane eşleri var.
13 yaşında kız çocukları hamile. Ayrıca iki ay içerisinde bir ismin 2 ayrı yerde doğum yaptığını belirledik ama bakanlıktan herhangi bir yaptırım haberi almadık.
Araştırılmıyor, kimse bilmiyor burada yaşananları. Daha dün bir adamın 26’ncı çocuğunun doğumunu yaptırdım ve 4 eşi var. Ben, bunlara dur densin istiyorum, lütfen...”
Bir başka Hataylının bir gazeteciye gönderdiği mesaj şöyle;
“Lütfen Hatay’daki istilanın sesi ol. Suriyeli artışı aşırı fazlalaştı. Duvarlarda, parklarda Arapça “Hatay bizim” yazıları yazılıyor.
Parklarda bulunan sözde sığınmacı “Erkek”ler kilim serip bebeğini, çocuğunu oynatan Türk anneleri izliyor. Yaşamakta olduğum mahallenin parkına artık Türk gelemiyor.
Diğer bir yandan aşırı doğum var. Yolda bir Suriyeli kadının yanında 4 -5 bebek kesinlikle bulunuyor.
Hastanelerde Suriyeli sayısı o kadar yoğun ki sürekli kavga çıkıyor. Genç Suriyeli erkekler bellerinde silah, bıçak, satır, vb. şeylerle gezmekte ve taşımaktan çekinmiyor, parklarda bunları çıkarıp pozlar veriyorlar.
Azınlık biziz Hatay’da, biz Türkler kendi vatanımızda, şehrimizde azınlık kaldık.”
Bir başka vatandaş da şunları yazmış;
“Eşim Hataylı, ağır bir hastalığa yakalandı. Son zamanlarını iyi geçirsin diye memleketi Hatay’a getirdim. Köy evimiz tam sınırda... Kocaman bir duvar var üstü dikenli telli. Bayağıdır var bu duvar.
3 ay önce bir daha tel duvar çektiler ortada bizi koruyan asker kulübeleri var, 50 metrede bir kulübe var.
Bütün bunlara rağmen mülteciler akın akın geçiyor. Sınır köylerinin çoğunda insan kaçakçılığı yapılıyor.
Gelenlerin çoğu erkek. Adam başı 1.000 dolar alıyor kaçakçılar. Bu işi yapanlar tam bir vatan haini.
İnanın, bu beton ve tel duvar olmasına, tüm engellemelere rağmen binlercesi geçiyor veya geçiriliyor. Şehrimiz göz göre göre elden gidiyor.”
Bunlar gibi daha nice yakınmalar var.
Belli ki Hatay gözden çıkarılmış.
Yeni açılım sürecinde İdlib’le birlikte özerk bölge gibi ilan edilirse kimse şaşırmasın.
Bu uyarıları dikkate almayanlar böyle bir gerçek başımıza geldiğinde çok dövünecekler belki ama nafile olacak.’’