BU İŞTE BİN HAYIR VAR!
Unutulmamalı ki yaşanan soykırım neticesinde Gazze halkının sergilediği imanı duruş İslam dinin yayılmasına vesile olmuştur. Öte yandan ayrı bir gerçek ise halkların tepkisi sayesinde hükümetler Filistin devletini resmen tanımaktadır.
Almanya’da Nazi soykırıma uğrayan Yahudiler kendilerine acıyarak kucak açtıkları Ortadoğu ya gelerek bulundukları coğrafyada kendi dini inançları gereği birçok soykırım suçuna imza attılar. Özünde Tevrat’ta olmayan ve kendi çıkarlarını ifade eden bu soykırım hareketleri dünya gündeminde ara ara gelerek halklar tarafından protesto edildi. Özellikle son sekiz ayda yaşanan dram bin kat artarak sözde Mehdinin gelişi hızlandırılmaya çalışan taraflar, yaptıklarıyla kendi sonlarını hızlandırdığının farkında olmadıkları bir gerçek. Unutulmamalı ki Hz. Musa öncülüğünde kutsal topraklar sevdasıyla çıktıkları yolculukta peygamberlerine eşine rastlanmayacak muhteşem bir nankörlükle çöllerde başı boş gezerek öldüler. Ancak sonraki nesilleri oraya yetiştiler. Bu işin sonunda da yetiştikleri o topraklar da kendilerine mezar olacak gibi…
Filistin’de yaşanan insanlık suçlarına her ne kadar hükümetler ve uluslararası örgütler göz yumarak ortak olsa da içerisinde insani kırıntılar barındıran her bir birey kendi çapında bu duruma tepki gösterdi. Tepkisiz kalanların ve destekleyenlerin de bu soykırımın ortağı olduğu 2x2 dört eder cihette doğru olsa gerek. Aklı selim insani düşünceye sahip her birey burada var olan şeyin bir katliam olduğunu kabul etmektedir. Aksi bir durumun konuşulması dahi iki yüzlülük ve sahtekarlığın ta kendisidir. Bundan daha kötüsü ise sanki Gazze devasa bir açık hava tiyatrosu gibi lansman edilmekte. Sözde lordlar da kamaralarından sadece alkış çalmaktalar.
Yaşanan her türlü üzücü olaylar neticesinde yaşanan protestolar taraflara etki etmese de halkalar bu işten büyük dersler çıkarttığı gün yüzündedir. Bu durum elbette soykırıma uğrayan Müslüman Gazze halkının başarısının bir neticesidir. İslam’ın izzetini her türlü şart altında muhafaza eden hayranlık bırakan bu tavır karşısında işler hayra tebdil ederek birçok gayri müslim hak din ile müşerref oldu. İnsanlık gerçek İslam temsiliyetiyle muhatap olarak yüzbinler İslam dinine girdi. Dünyanın maruz kaldığı bu değişim beraberinde çok farklı yeniliklerde getireceği bir gerçektir. Zaman bizi buna şahit kılar mı bilmiyorum ama gelecek nesiller için umudum her sabah güneşin doğması ve batması gibi hakikattir. İslam her kalpte zuhur edene kadar bize düşen sadece müjdelemektir. Gazze açılar içerisinde sadece bunu yapmaktadır.
Daha önce ki yazılarımın birinde bahsetmiştim ‘’İslam müntesip olduğu toplumu beğenmeyerek kendine yeni muhataplar aramakta’’ işte bu durumu bugün daha net bir şekilde görmekteyiz. Yeni kardeşlerimizin olmasının getirdiği mutluluk muazzam olmakla birlikte bizim çıkartmamız gereken bazı derslerin olduğu gerçekliği unutulmaması gerekir. O kadar alim, şeyh, ilahiyatçı, hafız, hoca… velhasıl dini temsil ettiği zannedilen adi adamların yapamadığını soykırıma uğrayan bir millet izzetli duruşlarıyla bu başarıya tek başlarına imza atmış oldular. Bize düşen ise bu durumu sadece birkaç satır ile kendi kıt anlayışımızla ifade etmekten gayrısı değildir. Kendimize çeki düzen vermenin vaktinin geldiğini Gazze bize öğretti. Peki, bu nasıl olacak?
Bu sorunun birçok cevabı olmakla birlikte kanaatimce uyulması gereken en doğru tavır Hz. Peygamber’in hayata geçirdiği hakikatlerdir. Şöyle ki Hz. Peygamber Medine’ye vardığında yaptığı işlerden üç tanesi Müslümanların gütmesi gereken politikaları oluşturmakta. Evvela bir mescit inşaat etmişti rahmet peygamberi. Buradan kasıt Müslümanların bir arada bulunacakları bir mekân oluşturmaktı. Ardından da Medine vesikasını imzalayarak sosyolojinin temelini atmış oldu. Bir diğer önemli reformu ise Medine pazarına el atarak finansın temelini atmış oldu. Bugün Müslümanların bu politikayı gütmedikleri neticesinde zillet içerisinde oldukları gün gibi ortadadır. Belki bu yaşanan soykırımdan ders çıkarılır da bu politika hayata geçirilmiş olur. Bununla birlikte ‘’namaz’’ ve ‘’sabır’’ ile Allah’a sadece yönelmek gerektiğini hatırlatmama gerek yoktur herhalde!
Unutulmamalı ki yaşanan soykırım neticesinde Gazze halkının sergilediği imanı duruş İslam dinin yayılmasına vesile olmuştur. Öte yandan ayrı bir gerçek ise halkların tepkisi sayesinde hükümetler Filistin devletini resmen tanımaktadır. Bu gelişmeler daha adil bir dünyanın mümkün olması hayalini bir kez daha bizlere kurdurmuştur. Her şerde bir hayır, belki bin hayır vardır.