BİR ÖĞRETMENİN
GÖZÜNDEN...

Çiçeği burnunda bir mezun olarak başladı içtima-i hayatımız, çiçeği burnunda bir öğretmen olarak devam ediyor. Elbette muazzam bir meslek. Anne babadan sonra hocanın hakkı gelir. Bunu her iki mana için söylüyorum. Eğitim bir toplumun geleceğini şekillendiren en önemli unsurlardan biridir. Lakin biraz sıkıntı var gibi…

            Eğitimdeki sıkıntıların ilki ahlak yoksulluğudur. Her dönemde ki öğrenci için bu geçerlidir. Ahlak eğitimi sadece ailede verilir. Okul bunun metodunu sunar. Yapılması gereken çocuğa konuşmayı, yürümeyi öğrettiğimiz dönemde ahlaki eğitimini vermektir. Öğrencilerin ahlakı kalitesi başta eğitim hayatları olmak üzere yaşamlarını her alanında etkili olacaktır. Dolayısıyla kıymetini iyi kavramak gerekir.

            Bir diğer sorunda ekonomik sorundur. Öğrencilerin bazılarının kılık kıyafet almak için dahi maddi durumları yoktur. Eğitim maddiyatla tamamlanır sözünü burada daha iyi kavramaktayız. Ne yazık ki burada pek yorum yapılabilecek bir durum da yoktur. Nice gelecek vadeden nesiller köylerde heder oldu. Bu heder olma durumu gelebilecekleri konumlar içindir yoksa bu çocukların köydeki işleri de ciddi manada başarılıdır.

            Bir diğer sorun öğretmen ilgisizliğidir. Unutulmamalı ki bir öğretmen için tanıştığı her bir öğrenci bir ayettir. İyi okunmalı, anlanmalı ve tefsir edilmeli ama dikkat edilmeli asla ziyan edilmemeli. Burada meslektaşlarımı motive edecek şey işinden ‘’haz’’ almaktır. Haz aldıkça mutlu olur, mutlu oldukça da öğrenciye sahip çıkar. Biz bu konuda hesaba çekileceğiz de bundan da kaçış yok.

            Bir diğer önemli sorun ise arkadaş ortamıdır. İnsanın üç düşmanı vardır. Birincisini abdest veya zikrullah, ikincisini işe açlık terbiye eder. Üçüncüsü kötü arkadaştır bununla uğraşmak zordur. Sonu muhakkak hüsran olur. Bizim annelerimizin güzel bir duası vardır; ‘’Allah iyilerden karşılaştırsın’’ diye işte her bir öğrenci için bizde aynı duayı ediyoruz. İyilerle karşılaşmak güzeldir ama daha iyisi de iyileri araştırıp bulmak ve onların yanı başlarından ayrılmamaktır. ‘’bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim’’.

            Sonuç olarak, eğitim sistemi içinde karşılaşılan bu sorunlar, sadece bireylerin değil, toplumun geleceğini de doğrudan etkilemektedir. Ahlak eğitimi, ekonomik sıkıntılar, öğretmen ilgisizliği ve kötü arkadaş çevresi gibi unsurlar, öğrencilerin gelişiminde hayati rol oynar. Ancak her sorunun bir çözümü vardır ve bu çözümler, önce bireylerin, sonra da toplumsal bilincin şekillendirilmesiyle mümkündür. Öğretmenlerin sorumluluğu büyüktür; her öğrenciye bir değer gözüyle bakılmalı, onlara doğru rehberlik sunulmalıdır. Sonuçta, iyi yetişmiş bireyler hem kendilerine hem de topluma fayda sağlayacaklardır.

            Dinine, vatanına, milletine, anne ve babasına hayırlı birer evlat yetiştirmek duasıyla…

Genç İlahiyatçı…